Kıymetli kardeşlerim, Türkiye’deki mümin ve muhait olan bütün kardeşlerim Selamunaleyküm!
Sizlere Afrika’dan selam ediyorum. Bizi tanıyanlar, yakinen bilenler iyi bilirler. Yıllardır Afrika’dayız. Afrika’daki bu masum ve mazlum insanların yanında olmaya çalışıyoruz. Masum diyorum çünkü kapitalizm Afrika’nın birçok yerine tam anlamıyla girmiş değil, dolayısıyla kirlenmemişler bu anlamda. Mazlum diyorum çünkü bütün dünya biliyor bunu artık batıda zalim olan batıda bunu artık biliyor. Tarih boyunca bu kıta en çok zulme uğrayan bölgelerden bir tanesi olmuş. Üç yüz milyonun üzerinde insanın sadece son üç asırda katledildiği söyleniyor bu coğrafyada. Bizim araştırmalarımız daha bunun daha fazla olduğu yönünde bize bilgiler veriyor.
Bu itibarla gerçekten mazlum bir kıta yani bu insanlarda medeniyet skalasında maddi ölçüler çerçevesinde çok iyi yerlerde olabilirdi ama maalesef bir şekilde tenlerinin rengi bahane edilerek, şekilleri şemaları bahane edilerek bence çok güzel bir ırk, bence cenabı hakkın sanatını bütün insanlık için konuşturduğu sanatını bu insanlarda da konuşturduğu bir ırk. Bu böyle güzeldir Afrika insanı. Çocukların yüzleri böyle maşallah baktığınızda yanaklarını ısırasınız gelir bebeklerin. Cenabı hak övmüşte yaratmış. Aynı biz Türkleri Avrupalı’ları nasıl yarattıysa bütün kaainattaki herşeyi nasıl özenerek yarattıysa,Cenabı hakta bu kıtadaki insanları hayvanları herşeyi özenerek yaratmış. O anlamda da haksızlık yapılmış bir kıta maalesef renkleri siyah denmiş, adeta hayvanlara maymunlara benzetilmiş ve Avrupalı’lar onlara bu yaklaşımla yaklaşıp ellerinde ne varsa avuçlarında ne varsa topraklarının altında ne varsa almışlar.
Benim asıl mesajım bayramla ilgili. Bayramla ilgili birkaç şey geliyor aklıma hep diyorum bunu kayda alsam dediğim şeyler oluyor sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Türkiye’de bayram deyince akla sevinç, neşe, çocuklar için bol harçlık toplama, büyükler için Ramazan-ı Şerif’in ardından rahatlama, kurbansa eğer kurbanını kesip bulabiliyorsa fakir yada ihtiyaç sahibi kardeşlerimize kurbanın hepsini veya bir kısmını verme paylaşma. Güzel giyinme Türkiye’de bayram deyince de akla gelir. Ondan sonra eş dost ziyaretleri bazen şehir dışına gideriz. Annelerimizi babalarımızı akrabalarımızı büyüklerimizi ziyaret ederiz. Ben 15-20 senedir neredeyse Türkiye’de hiç bayram yapmadım. Bizim çocukluğumuzda yaptığımız gibi kapı kapı dolaşma büyüklerin ellerini öpme onlardan rıza alma onların gönlünü hoş etme ve büyüklerde varsa eğer kırgınlıklar hoşnutsuzluklar bunları affetme gibi durumlar oluyor mu? Hala var mı bunlar bilmiyorum ama sanmıyorum bizim çocukluğumuzdaki veya eski zamanlardaki gibi bayramlar yok. Türkiye’de bayram deyince bunlar aklıma geliyor.
Türkiye’de bayram deyince akla tatil geliyor. İşte okullar tatil oluyor, İş yerleri tatiller oluyor ve çalışanlar için bir nefes alma anlamına geliyor ama Türkiye’de bu tam İslami bir anlamda gerçekleşmiyor. İstisnaları müstesna tutuyorum. Tatil deyince insanların hemen aklına eğer iklim müsaitse sahillere doğru kaçmak, lüks otellerde vakit geçirmek olarak algılanıyor. Ben bunu son derece kınıyorum. Bizim insanımıza hiç yakışmayan bir şey. Bizim insanımız onurludur haysiyetlidir idraklidir.
Biz dünyaya böyle anlatıyorum ama maalesef dindar olanı da olmayanı da ayırmaksızın ayrılmaksızın hemen her fırsatta eğlenceye, her fırsatta kendilerini sahillere otellere lükse konfora atıyorlar. Bu bize yakışmaz. Zengin olmak tabiki herkesin hakkıdır herkes isteyeyebilir ama bu azgın olmak anlamına gelmemeli. Türkiye’de bayram ne demek başka Türkiye’de bayram kredi kartlarıyla alışveriş yapmak demek. Taksitli alışveriş çılgınlığı demek. Bunları da ben maalesef üzülerek karşılıyorum.
İşte Türkiye’nin haricinde Afrika’da bayram ne demek onu söyleyeyim. Afrika’da bayram demek mümkünse varsa yeni elbiseniz onu giymek yoksada anneniz yada kendiniz çocuk olmanız farketmiyor kendiniz yıkarsınız elbisenizi,. Burada ufacık çocuklar bile 5-6 yaşındaki çocuk bile elbisesini kendi yıkıyor. Alır oturur annesi verir önüne bir kap kacak bir şey. Varsa bir sabunumsu birşey onunla yıkar çocuk sonra onu kurutur sonra yarınki bayram namazı için onu ütüler. Ütü tabi elektrikli ütü değil. Kömürlü ütü veya odun ateşiyle ısındırılmış ütü. Annesi, babası yada eli erenler bu işi yaparlar.
Afrika’da bayram demek öncelikle tekbirlerle bayram namazına gitmek demek.
Bayram namazından sonra herkesin kucaklaşması demek. Tabi burda çocukların harçlık toplama gibi bir alışkanlığı maalesef yok. Çünkü yetişkinlerde bile öyle herkese dağıtacak kadar para maalesef yok. Türkiye’dekinin dışında Türkiye’ye benzemez Afrika bayramları. Şöyle bir durum var işin aslı. Bu bölgelerde İmam Şafi hazretlerinin iştihadına göre hareket ediliyor yani kurban sünnet. İyikide kurban sünnet olmuş vacip olmamış, hakikaten imkansızlıklar var buralarda.
Ben şu kelimeleri çok kullanmak istemiyorum Afrika için;
- Afrika aç,
- Afrika muhtaç,
- Afrika yerlerde sürünüyor,
Ben bundan hoşlanmıyorum ama Afrika’da yokluk var gerçekten. Birçok yerinde bizim medeni dediğimiz dünyaya göre parasal anlamda yokluk var. Afrika neyin zengini onu söyleyeyim;
- Afrika neşenin, huzurun, doymuşluğun zengini. Burada istemediğinz kadar neşe var, burada istemediğiniz kadar mutluluk var.
- Bunlar bu açıdan baktığınız zaman Afrika elhamdulillah çok engin bir yer.

Evet Afrika’da bayramlara gelecek olursak Türkiye’nin dışında. Afrika’da bayramlar insanların kucaklaştığı ve insanların barıştığı özel günler. Bunun haricinde Afrika’da bayramlar sessiz geçer, sıradan günlerle aynı geçer. Sadece bayramın 2. veya 3. günü toplanırlar kendi imkansızlıkları dahilinde ilahiler ve danslar eşliğinde bayramı kutlarlar. Naatlar okurlar, Resulullah efendimize ilahiler okurlar. Abdulkadir Ceylani Hazretleri’nin çok tesiri vardır burada. Onlara ilahi okurlar. Selavat getirirler, Kuran-ı Kerim okurlar ve İbrahim a.s. ve İsmail a.s. hikayesi anlatılır. Resulullah efendimizin nasıl bayram kullandığı anlatılır. Çocuklarda, gençlerde, yaşlılarda hem ilahiler okurlar hem dans ederler. Afrika denildiğinde zaten bunlar geliyor. Bilal Habeşi hazretleride o zaman için aynı bu şekilde eğlenirmiş, dans ederek Afrika tarzı ritimlerle. Afrika’da bayramlar böyle geçiyor.
Ben fazla uzatmayayım, Afrika’dan selam ediyoruz. Bizlere dua edin. Bizler ömrümüz oldukça bu kıta ile irtibatı kesmeyeceğiz. Ömrümüz oldukça bu kıtanın insanlarının yaşamında elimiz elverdiğince, gücümüz yettiğince fark meydana getirmeye devam edeceğiz.
İşin aslı ne biliyor musunuz kıymetli dostlar;
Aslında böyle ben düşündüğüm zaman Afrika insanının yanında olmak için mi buradayım, yoksa Afrika’ya zulmedenlerin karşısında olmak için m diye sorduğumda bende ağır basan yan evet Afrika insanının yanında olmak çok güzel ama biliyor musunuz asıl bizi motive eden başta şahsım Ahmet Kemal Öncü olarak bendenizi motive eden şey değilmi ki şu kıtanın tepesine çökmüşler vahşi batı, batının vahşi yanı bu kıtanın tepesine çökmüş, bir kara kartal gibi akbabalar gibi bu kıtayı ve insanların yaşamlarını paramparça ediyorlar.
Bende Allah rızası için aynı Filistin’de nasıl yahudilerin karşısına dikiliyor bizim dindaşlarımız mümin kardeşlerimiz. Bende, benim arkadaşlarımda eşimde ve bizim gibi düşünenlerde bu kıtada ehli küfre rağmen bu insanların yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.
Neler yapabiliyoruz? Elimizden geldiğince birşey yapmaya çalışıyoruz. Tabiki bu kıtanın eğitimine katkıda bulunmaya çalışıyoruz öncelikle. Eğitim, eğitim, eğitim çok çok mühim. Yan sizler ve bizler öyle bir dinin mensuplarıyız ki aslında ilme en büyük ehemmiyeti veren din bizim dinimiz. Maalesef dünyada eğitimden biraz uzak bir ümmet haline dönüştük. İşte bu problemimiz Afrika’da da var.
Ne yapıyoruz; Medreseler açıyoruz buralarda, mümkünse okullarını, medreselerini ve camilerini iyileştirmeye çalışıyoruz. Kuran-ı kerimler yoksa Kuran-ı Kerimlerini temin ediyoruz. O kuran-ı kerimleri öğrenebilecekleri tahtaları yoksa, elif cüzleri yoksa bunları temin etmeye çalışıyoruz. Hocalarını alıp Türkiye’ye getiriyoruz. Bir miktar bizim kadim ve yüz yıllardan var olan tecrübelerinden faydalanmaları için Türkiye’ye getiriyoruz, dolaştırıyoruz, gezdiriyoruz. Buraya geldiklerinde o motivasyonlar çocukların eğitimlerine daha çok ağırlık versinler diye uğraşıyoruz.
Afrika’da maalesef taşrada elektrik yok, çocuklar yetişkinler, hanımlar kızlar, kız çocukları eğitimlerine rahatlıkla ağırlık verebilsinler, eğitimlerine devam edebilsinler diye evlere solar yani güneş enerjisiyle çalışan ışık sistemleri kuruyoruz. Yeterki akşamları da evlerinde oturabilsinler, kitap okuyabilsinler ve sosyalleşebilseler diye bu tür işler yapıyoruz.

Afrika’da köylerde taşrada arazide ormanda dolaşırken karşılaştığımız eki çocukları mümkünse hemen şehirlerdeki kazalardaki medreselere yönlendiriyoruz ve onları finanse etmeye çalışıyoruz. Bunları başta kendi imkanımızla yapıyoruz. Belki aklınıza gelir ya bu kadar şey yapıyorsunuz da nasıl yapıyorsunuz diye, başta kendi imkanlarımızla Cenab-ı hakkın verdiği imkanlarla. Kendimiz buna vakfettik izim çocuğumuz yok, evladımız yok. Elimizden geldiğince ömrümüz yettiğince neyimiz var neyimiz yok biz bu coğrafyanın çocuklarına harcamaya karar vermişiz vakfetmişiz kendimizi.
Onun haricinde sizler gibi kadirşinas, hamiyetperver, hayırsever, gönlü büyük kalbi büyük, eli yüreği cömert kardeşlerimizde bize itimat edenlerde bize ulaşıyorlar. Hep beraber onlarla beraber bu Afrika’lı kardeşlerimizin duasına talip oluyoruz. Afrikalı kardeşlerimiz sayesinde Rabbimizin gözüne girmeye çalışıyoruz. Rabbimizin rızasını kazanmaya çalışıyoruz. Bundan dolayıda hem ben arkadaşlarım, hemde eşim ve buradaki kardeşlerim sizlere teşekkür ediyorum. Siz kardeşlerime Türkiye’deki kardeşlerime teşekkür ediyorum. Hemde onlara hizmet etme şansı verdikleri hemde Cenab’ı hakkın rızasına talip olma şansını bize verdikleri içinde buradaki Afrikalı kardeşlerimize hep teşekkür ediyorum, minnettarım.
Bu mesajımda benim bayram mesajım olmuş olsun. Hepinizden Allah razı olsun. Bayramları biz idrak ederken bilelim ki aynı güneşin altında aynı göz yüzünün altında farklı şartlarda yaşayan mümin kardeşlerimizde var. Sadece Afrika’da değil, Pakistan’da, Afganistan’da, Filistin’de, Yemen’de. Hep bunları aklımızın, kalbimizin bir yanında tutalım. Bunları düşünelim bunlara göre davranalım. Bayramları çılgınca eğlendiğimiz günler olarak görmeyelim. Bayramları bu tür duyguları anlamak için birer fırsat olarak görelim. Helale harama dikkat edelim. Bayramlarda herşey serbest değildir, Bayramlarda mahremiyete dikkat edilmelidir. Akrabalık ilişkilerinden dolayı ya ne olacak bu benim kuzenim bu benim ne olacak akrabamın akrabası deyip mahremiyete dikkat edelim. Şeytan buralarda gezinir ve bizi en zayıf olduğumuz yanlarımızla vurmaya çalışır. Çalışkan bir millet olalım ve hassasiyetlerimizi hiç dünyalık heveslere kurban etmeyelim. Bütün günlerimiz bu şuurla, bu anlamda bir bayram şuuruyla geçsin diyorum.
Bendeniz Ahmet Kemal Öncü, Afrika’nın Tanzanyası’nın Serengeti’sinden sizlere selam ediyorum. Büyüklerimin ellerinden küçükleriminde ellerinden öpüyorum. Hem yaşlarımı canı gönülden yürekten kucaklıyorum. Allah’a emanet olun. Bayramınız mübarek olsun.
Okuduklarim beni cok duygulandirdi.soylenmesi gereken her soz hepsi icinde var.bunun ustune soylencek yorum yok son nokta..Sizlerle onur ve seref duyuyorum. Rabbim hizmetlerinizin karsiligini Dunya ve Ahiret hayatinizda kat kat mukafatlandirsin insallah.bizler her daim sizlerin yanindayiz. Dualardasiniz